Prof. Dr. İskender Pala'nın "Azdahak" adlı eseri, mitoloji, tarih ve edebiyatı ustaca harmanlayan, okuyucuyu derin bir yolculuğa çıkaran etkileyici bir romandır. Eser, adını İran mitolojisinde kötülüğün sembolü olarak bilinen, efsanevi figür Azdahak'tan alır. Ancak Pala, bu karakteri sadece bir kötü adam olarak değil, aynı zamanda karmaşık duyguları ve geçmişi olan bir figür olarak ele alır. Roman, Azdahak'ın hayatını, iktidar arayışını, aşklarını ve kayıplarını farklı perspektiflerden anlatır. Pala, Azdahak'ın hikayesini anlatırken, aynı zamanda dönemin sosyal, siyasi ve kültürel atmosferini de canlı bir şekilde okuyucuya sunar. Eserin teması, güç, ihanet, aşk, ölüm ve ölümsüzlük gibi evrensel konular üzerine kuruludur. Pala, bu temaları işlerken, Doğu ve Batı medeniyetlerinin kesişim noktalarını, farklı inanç ve felsefeleri de romanına dahil eder. "Azdahak", sadece bir tarih romanı olmanın ötesinde, insanın iç dünyasına, zaaflarına ve hırslarına dair derin bir analiz sunar. Romanın hedef okur kitlesi, tarih, mitoloji ve edebiyata ilgi duyan, farklı kültürlere meraklı, derinlikli karakter analizlerinden hoşlanan geniş bir okuyucu kitlesidir. Pala'nın akıcı ve etkileyici anlatımı, okuyucuyu romanın içine çeker ve sayfalar ilerledikçe merak duygusunu artırır. "Azdahak", İskender Pala'nın diğer eserleriyle de benzer temaları paylaşır. Özellikle "Bülbülün Kırk Şarkısı", "Mihmandar" ve "Şah ve Sultan" gibi romanlarında da tarihsel arka planı, mitolojik öğeleri ve insan ilişkilerini ön plana çıkarır. Bu eserler, Pala'nın edebi tarzının ve ilgi alanlarının bir yansımasıdır. "Azdahak", Pala'nın edebi mirasının önemli bir parçasıdır ve okuyuculara farklı dünyaların kapılarını aralayan, düşündürücü ve keyifli bir okuma deneyimi sunar. Roman, aynı zamanda, Pala'nın tarihsel araştırmalara verdiği önemi ve edebiyatla tarihi birleştirme becerisini de gözler önüne serer. Eser, okuyucuyu sadece geçmişe değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına da bir yolculuğa çıkarır. Pala'nın dili, zengin imgelerle ve metaforlarla doludur, bu da okuyucunun romanla daha derin bir bağ kurmasını sağlar. "Azdahak", İskender Pala'nın kaleminden çıkan, okuyucuyu büyüleyen ve uzun süre etkisinde bırakan bir başyapıttır.

Prof. Dr. İskender Pala, Türk edebiyatının önemli yazarlarından ve araştırmacılarından biridir. 1957 yılında İstanbul'da doğan Pala, Türk Dili ve Edebiyatı alanında eğitim almıştır. Akademik kariyerine devam ederek profesör unvanını alan Pala, çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yapmıştır. Aynı zamanda, divan edebiyatı üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Pala'nın yazım üslubu, tarihi ve edebi bilgiyi akıcı ve anlaşılır bir dille birleştirmesiyle öne çıkar. Eserlerinde, tarihsel olayları, mitolojik öğeleri ve insan ilişkilerini ustaca harmanlar. Bu özelliği, okuyucuların hem bilgilendirilmesini hem de keyif almasını sağlar. Pala'nın önemli eserleri arasında "Bülbülün Kırk Şarkısı", "Mihmandar", "Şah ve Sultan", "Kervan", "Leyla ile Mecnun" ve "Aşkın Gözyaşları" gibi romanlar bulunur. Bu eserler, farklı dönemlerde geçen olayları ve farklı karakterlerin hayatlarını konu edinir. Pala'nın eserleri, geniş bir okuyucu kitlesi tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Pala, eserleriyle birçok ödül kazanmıştır. Bu ödüller, onun edebi başarısının ve Türk edebiyatına katkılarının bir göstergesidir. İskender Pala, eserlerinde genellikle Osmanlı İmparatorluğu dönemi, divan edebiyatı ve tasavvuf gibi konuları işler. Bu konulara olan ilgisi, onun akademik çalışmalarının ve kişisel ilgi alanlarının bir yansımasıdır. Pala, aynı zamanda, köşe yazarlığı ve televizyon programları aracılığıyla da geniş kitlelere ulaşmıştır. Onun edebiyata olan tutkusu ve bilgisi, onu Türk edebiyatının önemli figürlerinden biri yapmaktadır. Pala'nın eserleri, Türk edebiyatının zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtırken, okuyuculara farklı dünyaların kapılarını aralar.